mutfak kültürü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mutfak kültürü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Mayıs 2012

6 Mayıs’ta Armada Otel’de "Kepçe Kepçe BODRUM"

Tarih: 06 Mayıs 2012 
Yer: Armada Otel, Ahırkapı Sokak, No:24. Tel: 02124554455
Saat: Panel - 11.30-13.00
Tadım: 13.00-17.00 Armada Teras, Bodrum yemekleri ve Ege lezzetleri.


Günümüzde, bölgeden bölgeye, hatta beldeden beldeye farklı özellikler göstererek oluşmuş zengin yemek kültürümüz, gittikçe daha çok önem kazanıyor…

Bu konunun çok önemli bir boyutu da var. O da yeniden hayat bulduğunu sandığımız geleneksel yemeklerimizin gerçekten özgün olup olmadığı ve nasıl pişirildikleri ve hangi sofralarda yer aldıkları. Bu sorulara doğru yanıtlar bulmak da o kadar da kolay olmuyor… “Lezzetname Yolcuları”, bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. Bunlardan biri de “Kepçe Kepçe Bodrum” projesi!

6 Mayıs 2012 Pazar Günü, İstanbul, Armada Otel’de, Bodrum’lu hanımların aylardan beri süregelen uygulamalı çalışmalar sonucu, eğitimini alarak yeniden hayata geçirdiği “Bodrum’un yerel yemek kültürü”nü hep birlikte yaşayacağız. Saat 11.30’da başlayacak “Panel”de, doğup büyüdüğü ve gönül verdiği Ege yöresinin engin bilgisini; sadece Ege yöresinden ibaret olmayan yemek kültürümüzün inceliklerini, hikayelerini, bu bağlamda araştıran ve birçok da kitapları olan Gökçen Adar’dan dinleyeceğiz. Ayrıca, Bodrum Belediyesi, Bodrum Kaymakamlığı Halk Eğitim Müdürlüğü, İlçe Tarım Müdürlüğü’nden; Filiz Uygun, Zeliha Çetinkaya ve eğitmen Semra Çalkaya’dan, bu konuda yaşadıklarını dinleyeceğiz (*).

Panelden sonra (13.00-17.00 saatleri arasında) Bodrum’lu hanımların aylardır uğraşarak yaptıkları Bodrum’un yerel yemeklerini, Armada Teras’da Panoramik İstanbul manzarası eşliğinde tadacağız.

Ege’nin ve ülkemizin biricik Bodrum’undan İstanbul’a rüzgarların eseceği bu anlamlı güne katılımınız, bizi mutlu edecektir.

LEZZETNAME YOLCULARI - BODRUM BELEDİYESİ - BODRUM KAYMAKAMLIĞI - BODRUM HALK EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ - AH GÜZEL İSTANBUL DERNEĞİ - ARMADA OTEL

(*) Atina’da yaşayan, İstanbul - Kapadokya lezzetleri konusunda kitapları yayınlanmış olan Sula Bozis de katılımcılar arasında olacak.

İletişim: Sema Temizkan: 0532 498 86 76 sematemizkan@hotmail.com

11 Nisan 2012

İstanbul Kazan, Armada-Gurmebüs Kepçe



Şimdi İstanbul’un zengin yemek kültürünü ve birbirinden lezzetli yöresel tatlarını Armada Otel’in restore ettirip kullanıma soktuğu İstanbul’un en eski Mercedes Benz otobüsü ile keşfediyoruz. Yeni lezzet duraklarını birlikte keşfedeceğimiz, keşfederken birlikte eğleneceğimiz bu kısa keyifli yolculuğumuzda siz “ağzının tadını bilen” İstanbul severleri de aramızda görmekten çok mutlu olacağız. Şimdiye kadar Fatih, Sirkeci ve Kadıköy lezzetlerini tattık. Bu haftaki lezzet durağımız ise Balat ve çevresi.

Şimdi gelin Armada-Gurmebüs ile Haliç’in tadına hep birlikte varalım.



Katılım ücreti: 50.-TL
Tarih: 14 Nisan 2012

Rezervasyon:
Nilay Tütüncü: 0 530 644 30 10
İpek Şensılay: 0212 455 44 61 (saat 15:00’ten sonra)
isensilay@armadahotel.com.tr

Armada-Gurmebüs'ü Takip Edin!
http://www.armadagurmebus.com/
https://twitter.com/#!/Gurmebus
https://www.facebook.com/pages/Armada-Gurmeb%C3%BCs/334345256612031

31 Mart 2005

Türk-Yunan Mutfak Kültürü'nün İlk Etabı: İstanbul'da Yunan Mutfağı

Armada, Atina'dan St. George Lycabettus oteli ve eski İstanbullu, yemek tarihçisi Sula Bozis ile işbirliği içinde Türk - Yunan Mutfak Kültürü etkinliği başlattı. Türk ve Yunan mutfak kültüründeki benzerlik ve farklılıkları uygulayarak ortaya çıkarmak amacıyla yapılan bu ilk etkinlikte; 13 Nisan 2005, Çarşamba günü öğleyin basına bir tanıtım, aynı gün akşam da bir Gala Yemeği düzenlendi.
Havuzlu Kahve'de bir kokteyl ile başlayan Gala Yemeği, Yannis ve Görkem Saulis'in rembetiko konseri eşliğinde Ahırkapı Lokantası'nda devam etti. Bu sırada sunulan menü hakkında Sula Bozis tarafından açıklama yapıldı. St.George Lycabettus otelinin İletişim Yönetmeni Sissy Nika da konukları etkinliğin Kasım ayında Atina'da yapılacak bölümü için St. George Lycabettus'a davet etti. Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosu Alexis Alexandris, Yunan Turizm Bakanlığı Müsteşarı Kostas Katslglannis, Türk Yunan Derneği yöneticileri ve üyeleri, basın, Başar Sabuncu, Zuhal Olcay gibi sanatçılar ve Armada dostlarının katıldığı Gala Yemeği'nde Zoğrafyan Lisesi Rembetiko sınıfının dansı da geniş ilgi ve sempati topladı. Yemeğin sonunda Şef John Douros ve yardımcısı Thanassis Stathoulias alkışlandı.
Türk-Yunan ilişkilerinin gerginleştiği şu günlerde böyle bir buluşma ve kültürel paylaşmanın çok önemli olduğu açık...
Gala Yemeğinden Görüntüler
(Resimlerin büyük halleri için üzerine tıklayınız)



Beykozlu Vasil, dedesinin torikten yaptığı maydanozlu, naneli balık köftesini hiç unutmamıştı... Bizans'ın skordalyatarator adını alıp, midye tavayı, patlıcan kızartmasını süslemişti... Dana eti, arpacık soğan ve yeşil zeytinle yapılan stifado bembeyaz, kolalı keten örtü serilmiş bir sofranın başyemeklerinden biriydi. Kaşık tatlılarının, özellikle yaseminli beyaz tatlının yeri başkaydı...1

Soldan sağa Kasım Zoto (Armada), Sissi Nika (St. George Lycabettus Hotel, Atina) ve Sula Bozis (Araştırmacı)
Doğup büyüdüğü İstanbul'un mutfak kültürünü, özellikle de kentin Rum sakinlerinin yaşam biçimini, yeme-içme geleneklerini İstanbul Lezzetleri kitabında toplayan Sula Bozis, İstanbul'dan Armada Otel, Atina'dan St. George Lycabettus oteli2 , her yıl karşılıklı düzenlenecek bir mutfak kültürü etkinliği başlatıyorlar. İstanbul'da ve Atina'da birer hafta sürecek etkinliklerin ilki 13 Nisan- 17 Nisan 2005 tarihleri arasında Armada'da başlıyor. Sula Bozis'in seçkisi yemekler St. George Lycabettus otelinin şeflerinden John Douros ve yardımcısı Thanassis Stathoulias'ın denetiminde, Armada'da pişirilip, İstanbullu'ların tadımına sunulacak. Armada da, Kasım ayında Türk şefleri ve yemekleri ile St. George Lycabettus otelinden Atina'ya bir lezzet çıkarması yapacak.



St. George Lycabettus, (Atina) otelinde hazırlanmış yunan mutfağından bazı örnekler...

Thanassis Stathoulias; (Şef Yardımcısı) , John Douros; Şef
Armada'da her hafta düzenlenen Yannis Saulis ve Görkem Saulis'ten Rembetiko konserleri müziği eşliğinde sunulacak İstanbul'da Yunan Tatlarından bazı örnekler:
Girit dakusundan ahtapot, Çipuro (Girit rakısı) ve özel kav Yunan şarapları, Bakaliaro, Uzo Otlu peynirli kalamar dolması, domates köftesi, nohut köftesi, Aynaroz usulü stifado (papaz yahnisi), Dereotlu kabak böreği, asma yaprağında terbiyeli sarma, Kalamata zeytini ile marine edilmiş radika salatası, Santorini favası, Meyva şekerlemeleri ...
(1) İSTANBUL LEZZETİ, Sula Bozis, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, Ekim 2000 http://www.tarihvakfi.org.tr/yayinlar/ayrinti.asp?ID=114
Bozis'in Kapadokya Lezzetleri de yine Tarih Vakfı'ndan Temmuz 2004'te yayınlandı.

(2) St. George Lycabettus butik oteli hakkında daha fazla bilgi için lütfen bkz. http://www.sglycabettus.gr/

16 Haziran 2003

Tokat Mutfağından Çeşitlemeler

Baklalı Yavan Sarma – Bat - Bütün Çorba - Cevizli Parmak - Çalma Pekmez ile Marine Edilmiş Köy Pilici, yanında özel seçim Tokat yöresi Narince üzümlerinden Diren Vadi Beyaz Dömisek - Çatal Çorba - Döşeme Tatlısı - Düğün Yemeği (Patlıcanlı Bastı) - Erik Çalkaması - Etli Sarma - Fasulyeli Bulgur Pilavı - Haluj - Hıçın / Patatesli / Gin aromalı - Kuru Erik Suyunda Yufka Tatlısı / Koyun Kaymağı ile- Leylek Giliği (Tokat “pancake”i)- Mısır Çorba - Pelit Közünde Isıtılmış Keçi Peyniri - Cızlah eşliğinde- Yanında Boğazkere ve Öküz Gözü üzümlerinden özel yöntemlerle üretilmiş Diren Karmen Selection, - Tatlı Tarhana / Mahlep Vermud / Bakır Kahve- Taze nane aromalı Fenk Yoğurdu / Ev Ekmeği eşliğinde - Tereyağında Çevrilmiş Elbiseli Sucuk - Zoğal Çorba – ve özgün müziği ile kavalcı Ali Gayretli...

ÇEKÜL´ün Armada Bahçe´de düzenlediği akşam, İstanbullu´ların çok hoşuna gitti... Bir gün öncesinden gelen Niksar ve Erbaalı hanımlar, Armada´nın Şefi Mustafa Kayahan´ın mutfağını ele geçirdiler! Onların yaptıklarını görünce, muftağa kimseleri sokmayan Şef de onlara katıldı... Yemekler Bahçe´ye taşınıp, konukların olumlu tezahüratıyla karşılandığında yorgunluklar unutuldu:

"Görünmeyen kahramanlar", bir köşede sessizce oturup gülümseyerek hazırladıklarının nasıl tüketildiğini seyrediyorlardı ki, Sivas seferinden dönen Metin Sözen Hoca Bahçe´ye girdi ve Erbaa ve Niksar Belediye Başkanlarını sahneye aldı:

"İste elle tutulamayan kültür de korunuyor, İstanbullu´lar, buyrun, siz gidemezseniz, Anadolu size böyle gelir" diye başladığı konuşmasından sonra bu geceye emeği geçenleri "görünür kıldı"!


Sahneye bu işin "orkestra şefi" ve ÇEKÜL Kelkit Platformu Genel Sekreteri Adnan Şahin, Başkanların aileleri de davet edildi...

Armada Bahçe´de Niksarlı kaval ustası Ali Gayretli´nin, son bir gayretle üflediği Kelkit ezgileri yavaşça yankılanırken, Kasım Zoto, "Tokat da nereden aklınıza geldi? Ne kadar lezzetli herşey" diyen konuklara bu akşamın, "ÇEKÜL´ün bir Dünya Çevre Haftası etkinliği" olduğunu açıklıyor, Prof. Dr. Metin Sözen de Niksar ve Erbaa Belediye Başkanları Ahmet Duran Ünverdi ve Ahmet Yenihan´la Bahçe´nin "aynen korunmuş" eski İstanbul sur duvarlarından birine yaslanmış, "Kelkit Platformu"nun son durumunu tartışıyordu...

NOT: Türkiye´de Internet´in son haftalarda yaşadığı sıkıntıları göz önünde bulundurarak, yukarıdaki resimlerin büyük boyutlu orijinallerinden yalnızca en sol baştakini sunucuya yükledik (Üzerine tıklayarak, büyük resme ulaşabilirsiniz). Diğerlerinin orijinalini de görmek isteyen olursa bir e-posta ile bunu bize bildirmesi gerekecek... Kusura bakmayın...

22 Mayıs 2003

15 Haziran'da Bahçede Tokat Mutfağı

ÇEKÜL Vakfı, 2003 Dünya Çevre Haftası'nda, “7 Bölge 7 Kent” projesi kapsamındaki kentlerden Tokat'tan çeşitli lezzetleri, Armada Bahçe’de İstanbullu’lara tattıracak...

10. yaşını geride bırakan ÇEKÜL Vakfı, doğal-tarihsel-kültürel varlıkları bütünleştirme, koruma ve yaşatma projelerinden biri olan 7 Bölge 7 Kente destek amacıyla, pilot uygulamalarından bazı kentlerin mutfak kültürünü İstanbullular'a tanıtacak. “Armada Bahçe”den İstanbul’a taşınacak lezzetlerin ilki, zengin ve yaygın mutfak kültürü ile tanınmış “Tokat”tan gelecek... 5 Haziran Dünya Çevre Haftası kapsamında, 15 Haziran, Pazar akşamı Tokatlı ev hanımlarının hazırladığı yemekler İstanbullu'lara sunulacak.


KATILIM: 30.000.000.-TL/kişi ÇEKÜL'e bağış yoluyla olacak. Bunun için, Vakfın 0212 2496464 telefonunu arayarak, kredi kartınızla otomatik ödeme yapabilirsiniz.Bu lezzetli etkinlikte şimdiden yerini ayırtmak isteyenler için e-posta adresi: Armada

Proje ve etkinliğe katılım hakkında ayrıntılı bilgi için;
Görkem Kızılkayak, ÇEKÜL Vakfı Telefon: 0212-249 64 64
E-posta: mailto:7bolge7kent@cekulvakfi.org.tr, mailto:cekul@cekulvakfi.org.tr

11 Eylül 1999

Alafranga Lokanta Hizmete Girdi


Armada'dan yüzyıl başı İstanbul'unda yaşanan "sentez" kültüre bir gönderme: "ALAFRANGA"





Sultan Abdülaziz’in 1863’teki “Uluslararası Sanayi Sergisi”ni ziyaret eden batılı konuklarla birlikte Sultanahmet’e de giren "alafranga mutfak", eski İstanbul kültürünü yaşatmaya çalışan Armada Otel’e esin kaynağı oldu. Armada, Sultanahmet, Keresteci Hakkı Sokakta, 1930 yapımı bir ahşap binayı onararak, “Alafranga" lokanta adıyla İstanbulluların hizmetine soktu.
 "ALAFRANGA" lokantanın ilk konukları, turizmci Akın Kuruner'in doğum gününü kutlamak için bir araya gelen dostları oldu… 

Resimde -soldan sağa- Kasım Zoto, Akın Kuruner, gazeteci yazar Vivet Kanetti, ressam Komet, Jennifer Sertel, ressam Ömer Uluç, Işıl Ipekçi ve Prof. Murat Sertel görülüyor... 
19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl başında kozmopolit Osmanlı mutfağı ile batı mutfaklarının karışımından örneklerin sunulacağı "Alafranga", sadece mutfağı ile değil, dekoruyla da dönemin kültür sentezinin izlerini yansıtıyor. 70 kişilik kapasiteye sahip "Alafranga"ya, yalnızca rezervasyonla gidilebiliyor.


ALAFRANGA
Yüzünü 19. yüzyılda batıya çeviren Osmanlı İmparatorluğu yerel kozmopolit kültürünü batı kültürleri ile birleştirerek "Alafranga" kültürünü ortaya çıkarmıştır. Bir sentez olan "Alafranga" kültürü, kendisini en çok mimarlıkta (konutta), giyim kuşamda, sanatta, eğlencede ve tabii ki, mutfakta göstermiştir. 
19. yüzyılın ikinci yarısında Pera Bölgesi'nde yeralan Apollon, Valaury ve Europe gibi lokantalar "Alafranga"ya öncülük etmiş ve arkasından Pera Palas'ın ve Tokatlıyan Oteli'nin lokantalarının açılması ile bu kültür pekişmiştir.
20. yüzyıl başı "Alafranga"nın altın dönemi olmuştur. Bu dönemde bu kültürün temsilcileri olarak ilk akla gelenler Abdullah Lokantası, Park Otel Lokantası, George Karpic Lokantası, "Şef Fontana Dönemi" ile Liman Lokantası, Turquise, Lebon, Markiz, Taksim Belediye Gazinosu, Kervansaray, Süreyya'dır. "Alafranga" lokantalarında, bazen, her ne kadar işletme sahibinin veya şeflerin şahsi kültürlerinin etkisi görülse de, genellikle bu sentez kültür baskın çıkmıştır. Aynı dönemlerde İstanbul'da yalnızca Fransız, Rus, Macar, Avusturya ve Alman mutfaklarının örneklerini sunanlar da vardır.
SULTANAHMET ve ALAFRANGA
Sultanahmet bölgesinin "Alafranga" ile tanışması, 1863'te Abdülaziz tarafından açılan "Sergi-i Umumi-i Osmaniye" yani ilk "Uluslararası Osmanlı Sanayi Sergisi" ile başlar. Sultanahmet meydanının ortasında Fransız mimar Burgois ve iç mimar Pervileé tarafından tasarlanan ve 3500 metrekare taban alanına oturan bu sergiyi daha cazip kılmak için, sergi etrafında eğlence yerleri ve lokantalar özendirilir. Sergi son derece başarılı olup beğeni toplar. Abdülaziz'in bile iki gün üstüste gelip sergiyi izlediği söylenir. Sergiyi kısa bir sürede, onbini yabancı olmak üzere yüz- yüzellibin kişi izler ve bu nedenle semtteki işletmeler bu vesile ile altın çağlarını yaşarlar. Kırkar kişilik gruplar halinde geldiği kaydedilen yabancı seyyah-işadamlarından dolayı da, aynı tarih ilk organize Türk turizm hareketi'nin de başlangıcı sayılır. Daha sonra bu başarılı sergi tekrarlanmak istenmiş ise de, çeşitli sebeplerden dolayı bir daha yapılamamıştır.
ARMADA ve "ALAFRANGA"
Armada "ALAFRANGA"nın şu anda içinde bulunduğu binanın, 1932 yılına kadar iki katlı işyeri olarak kayıtlı olmasından, bu konut bölgesinde bu tarzda başka kayıtlı bir işyerinin olmamasından ve sözlü bilgilerden dolayı, o dönemdeki bir Pera Alafranga Lokantası'nın bu sergi için özel izinle kurulmuş bir şubesi ("succursale") olması muhtemeldir. Armada'nın "ALAFRANGA" Lokantası, yüzyıl başı İstanbul'unda yaşanmış olan bu sentez mutfağa ve tarza bir atıftır…

01 Mart 1997

Eski İstanbul'un "Cobra"sı Ahırkapı'ya Geldi...

Ne havagazı, ne likit gazlar, ne de doğalgazın olduğu yüzyıl başı İstanbul'unun lüks mutfaklarında boy gösteren, çift gözlü, çift hazneli ve pompalı gazocağı "COBRA" Armada Otel'in koleksiyonuna katıldı...



"Cobra": Pompalı Gazocağı


Yüzyıl başı İstanbul mutfaklarında, genellikle pirinç alaşımlı metalden yapılmış, küçük depolarındaki gazyağının ocağa pompalanması ile yanış sağlayan, tek gözlü gazocakları bulunurdu. Ancak, bazı lüks mutfaklarda, iki ocaklı, dolayısıyla çift depolu ve çift pompalı gazocaklarının kullanıldığı da hatırlanıyor. İşte bu ocaklardan biri, yeşil emaye bordürleri, "art-nouveau" dekorlu "Cobra" markası ile bir bitpazarında bulunup, eski İstanbul yaşam kültürünü canlı tutmaya çalışan Armada Otel'e getirilerek, meraklıların görüşüne sunuldu.