30 Nisan 2008
Sedef Ecer yazmış: "Çocukların İstanbul'u"
Normalde ayda bir geldiğim İstanbul’a bu sefer hiç istemeyerek geldim. Haftalardır süren gerilimden, kriz beklentisinden, toplu cinnetlerden korkarak. İş için şart oldu diye geldim. Hiç özlemediğimi zannederek... Yanılmışım. Meğer yine çok özlemişim İstanbulumu. İçerden yaşamak dürbünle bakmaktan farklıymış. Her şeye rağmen çalışan, didinen, kriz yaratmadan, ‘kişisel ve siyasi’ darbelerden medet ummadan var olmaya çalışan insanlarla beraber oldum. Armada Otel’e iner inmez, yine‘evime geldiğimi’ hissettim. Züppe hiç bir şey yok bu otelde. Ne fazla, ne eksik bir dekor, mis gibi ve sade odalar, şahane manzarayla otantik yemekler, sıcak karşılama. Lobideki kaplumbağalar, kahvaltı hırsızı martılar ve terasa karşı hoplayan yunuslar bile tanıdık.
ÜÇ LİRAYA BALIK EKMEK
Bu sefer bir de sürpriz var otelde: Yapı Kredi salonunda açtığı Mayıs 68 sergisi için Türkiye’ye gelen büyük üstad Güneş Karabuda. Çocuklarıma torun muamelesi yapışındaki zarafet, görmüş geçirmişliğindeki bilgelik, dünyanın en büyük sanatçılarını, siyasetçilerini, gazetecilerini tanımış olmanın verdiği derinlik, muzip gözlerindeki mizah.
Ve ardından işten kaçıp yaptığım iki günlük turist programı. Övündüğüm çok az şeyden biri, Topkapı Sarayı’nı çocuk milletine bir masal sarayı gibi gezdirmek. Sultanlar, padişahlar, şehzadeler, savaşlar, ganimetler, hazineler, vezirler hakkında yarı uyduruk, yarı gerçek hikayeler anlatmak. Çocuklarım burayı ve Yerebatan Sarnıcı’nı üçüncü defa gezdiler, akıllı sorular sorup ayrıntıları yorumladılar. Köprüaltı'nda üç liraya balık ekmek yemeyi züppe kafelerdeki İngilizce isimli yemeklere tercih ediyorlar. Bilmem ne marka zımbırtı değil, dünyayı gezme hayalleri kuruyorlar. (Umarım ergenlikte değişmez.)
TARİHİ YARIMADAYI GEZİN
Türkiye’yi çok özlüyorlar. Ama her yere bayrak asılmasına (Fransa’da Fransız bayrağı nadir görülür) Paris’te görmedikleri alışveriş merkezi gezintilerine, tanımadıkları büyüklerin kendilerine dokunmasına, (Fransa’da pedofil yerine konmadan başkasının çocuğunu öpüp mıncıklamak zordur) daha havaalanında Türkçeyi hatırlamalarına şaşırıyorlar. ‘İstanbul Paris’ten çok daha güzel anne’ diyorlar durmadan. Haklılar galiba.
Karamsarlığa kapıldığınızda hemen tarihi yarımadayı gezin. Dünyanın en güzel şehrinde yaşadığınızı hatırlayın. Krizcilere, darbecilere, ebedi pesimistlere kapılıp kenti unutmayın. İstanbul hep İstanbul."
Sedef Ecer- STAR Gazete
******************************Armada notu: Güneş Karabuda'nın II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa'da gerçekleşen en güçlü sosyal başkaldırı hareketine tanıklık eden "Duvarların Dili: 40. Yılında Paris-Mayıs 68, Güneş Karabuda Fotoğrafları" sergisi, 25 Nisan - 16 Mayıs 2008 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek ! Adres: Yapı Kredi Kültür Merkezi, İstiklal Caddesi, No: 161-161A, Kat: 1 Beyoğlu, İstanbul, Açık olduğu saatler: Hafta içi 10:00 - 19.00, Cumartesi: 10:00-18:00 / Pazar: 13:00 – 18:00- Kaçırmayın!
28 Nisan 2008
29 Nisan Dünya Dans Günü Mesajı
UNESCO bu yılın mesajını Güney Afrikalı kadın dansçı/koregraf Gladys Faith Agulhas'a yazdırmış, paylaşıyoruz:
Ama o Birliğin Gücünü, Kuvvetini
Ve içimizdeki Güzelliği kucaklar.
Genç, Yaşlı, bir Engelli kişi, Dans eden her Ruh,
Hareket eden sanatı değiştirerek fikirleri yaşama dönüştürür.
Dans, imkansızı mümkün kılanı yansıtan aynadır.
Dokunacak, işitecek, hissedecek ve deneyecek herkes için.
Kalplerimizden ve Ruhumuzdan gelen sesler bizim ritmimizdir,
Bizim her hareketimiz, insanlığın tarihini açığa çıkarır.
Dansta, İnsan Ruhu, Özgürlüğü doyasıya kucaklayabilir.
Ne zaman ellerimiz birbirine değse, güzel bir şey olur,
Vücut, Ruhun hatırladığını, hareketle resmeder.
Dans, herkesin erişebileceği iyileştirici bir güctür,
Sen, benim gözlerim olursun, ben senin ayakların.
ULUSLARARASI DANS GÜNÜnü kutlayın,
Birbirinizi iyileştirmek için Dans Tutkunuzu kullanın,
Danseden toplulukları bir arada tutun,
En önemlisi, kendi başınıza olabileceğinizin En İyisi olun,
Bizleri bir arada tutacak olan şey Dansın Ruhu ve Gücüdür.
************************
Bu yıl bir de Türkiye'den verilen dans günü mesajımız var:
DÜNYA DANS GÜNÜ’NDE TÜRKİYE’DEN MERHABA!
Osman ŞENGEZER
Dil, din, ırk, renk, kültür, ayrımına karşı çıkan, hiçbir aracıya, çevirmene gerek duymayan, evrenseli yakalamış bir sanat dalı. İnsanı insana, insan bedeniyle anlatan, yorumlayan bir sanat.
İnanılmaz çok yönlülüğü, engin kültürü ve de insanlığı şaşırtan dehasıyla Atatürk
1936’da Ankara Devlet Konservatuvarını kurdurdu. Konservatuvarda bale de öngörüldüyse de, bu olgu 1950’de gerçekleşebildi. Türkiye’ye 1947’de gelen dünyanın on büyük bale otoritesinden biri olan Dame Rinette Valois 1948’de Yeşilköy’de Bale Okulu’nu kurdu. Sevgili “Madam” Türk balesini 100 yaşına kadar yalnız bırakmadı.
1950’de Ankara’ya taşınan Valois’in Devlet Konservatuvarı’nda bir avuç gençle başlattığı bayrak yarışı sürüp gitti. Avrupa’da yarım asır önce başlamış bu sanata hızla adapte oldu. Alt yapısı zengin bir folklör kültürüne dayanan insanımız bu oluşuma ayak uydurdu. İlk kuşak dansçılar uzun yıllar büyük uğraş vererek, bizde yeni bu sanat anlayışını yaygınlaştırdılar, anlattılar, sevdirdiler.
Devlet Tiyatroları bünyesindeki Opera Bölümü, uzun politik ve ekonomik uğraşlardan sonra ayrılıp Devlet Operası adını aldı. Baleye yakınlıyla bilinen, büyük opera adamı Aydın Gün, bu oluşumu yeterli bulmadı ve de Valois’nın katkılarıyla ismi değiştirilerek Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kuruldu.
Yetişen yeni kuşaklar çoğalarak koreograf, besteci, notatör, öğretmen, repetitör sahne gerisi kadrolarını oluşturdular. Buna paralel olarak orkestralar kuruldu; müzikçiler çoğaldı, dekoratörler kostüm çizerleri bale için çalışmaya başladı. Yurt genelinde konservaturların sayısı arttı. Üniversitelere dans bölümleri eklendi; özel bale, dans okulları yaygınlaştı. Yayımlanan kitaplar, dergiler, düzenlenen sempozyumlar, belgesel filmler, yarışmalar bir güç oluşturdu. Eleştirmenleri, araştırma yazarlarıyla birleşip; ülke çapında bir “Dev” olarak nefes olmaya başladı. Politik ve siyasi çalkantıları ustalıkla atlatıp, kendi yolunda ustalığa, olgunluk çağına ulaştı. Doğal olarak ülke kültür politikalarında daha aşılacak çok virajlar bulunmakta. Ama bu potansiyel güç, bir çok çözüm geliştirecektir.
International Theatre Institute UNESCO - Uluslar arası Tiyatro Enstitüsü UNESCO 1982’den bu yana her 29 Nisan’da Dünya Dans Günü’nü kutluyor. Klasik balesiyle, modern dansıyla, tiyatro balesiyle, caz ve salon danslarıyla, folklor danslarıyla Dünya Dans Gününe “Merhaba!”.
27 Nisan 2008
KÜÇÜK OTELLER ŞENLİĞİNDEN GÖRÜNTÜLER...
Picasa Web Albumleri- Kucuk Oteller Senligi
ve
daha yuksek çözünürlükte olanlar için
Picasa Web album- Ek
23 Nisan 2008
Altıncı Küçük Oteller Şenliği ve Kurultayı 27-28 Nisan’da Armada Otel’de Yapılacak...
Sevan - Müjde Nişanyan’ın ünlü “Küçük Oteller Kitabı”nda yer alan otellerin katılacağı “Küçük Oteller Şenliği” 27 Nisan 2008, Pazar günü Armada Otel’in Teras'ında yapılacak. (Şayet hava koşulları, Teras için elverişli olmaz ise Program aynen Ahırkapı Lokantası'nda uygulanacak!)
On bir yıldır her yıl düzenli olarak yayınlanan “Küçük Oteller Kitabı”nın 2008 baskısının tanıtılacağı Şenlik’te, Türkiye’de kitle turizmi dışında kalan alternatif turizm sektörünün temsilcileri, basın mensupları ve tüketicilerle bir araya gelecek. Tatillerini “kimlikli” ve “akıllı bir konfor sunan, küçük oteller”de geçirmek isteyen herkes ve basının turizm ve gezi yazarları bu Şenliğe davetli.
28 Nisan 2008 Pazartesi günü yine Armada Otel’de devam edecek olan etkinlikte Küçük Otel sahipleri ve işletmecileri bir araya gelerek sorun ve önerilerini dile getirecek, geleceğe yönelik hedefler belirleyip yöntemler üzerinde konuşacak.
Küçük Oteller Şenliği Programı
Yer: Armada Oteli Terası, Ahırkapı, İstanbul
Tarih: 27 Nisan 2008 Pazar
Katılım: Herkese açık
Saat: 11.00- 16.00
Geleneksel Şenlik Programı: Armada ikramı poğaça, börek, çay-kahve, Ahırkapı şerbetleri ve şarap eşliğinde; “Sohbet, tadım, bilgilenme” ve Küçük Oteller Kitabı 2008 tanıtımı.
Küçük Oteller Kurultayı Programı
Yer: Armada Oteli Kongre Salonu, Ahırkapı, İstanbul
Tarih: 28 Nisan 2008 Pazartesi
Katılım: Küçük Oteller
09.30 – 10.15 “Hoş geldiniz, nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz?” konuşması, Sevan Nişanyan- Mutlu Tönbekici
10.15 – 11.00 Küçük Oteller Sitesinin yeni yüzünün her yönüyle tanıtımı –Siteyi en iyi şekilde kullanmanın yolları - Otelcilerin isteklerinin dinlenmesi - Soru - cevap: Mutlu Tönbekici
11.00 – 11.30 Çay/kahve, kurabiye, poğaça, simit molası, Stand ziyaretleri
11.30 – 12.30 Vasco’nun sunumu, Gülgün Yurdaer – “Vasco nedir? - Rezervasyon sistemi nasıl çalışır?”- Soru cevap
12.30 – 13.00 “Marka ve Pazarlama Stratejisinin önemi ve Küçük Otelin Markalaştırılması”, Ergun Gümüş, Gümüş Danışmanlık
13.00 – 14.30 Yemek Molası
14.30 – 15.30 “Google nasıl daha verimli kullanılır?”, Ad Words vs., Ali Yılmaz, Google Türkiye
15:30 – 15:45 “Yeni akım: Organik Gıdalar. Küçük Oteller bu akımdan nasıl faydalanabilir, ne yapmaları gerek, öneriler.” Konuşmacı: Reşat Akkan, Alyattes
15.45 – 16.50 Çay/kahve, kurabiye, simit, poğaça molası, Stand Ziyaretleri
16.15 – 16.45 “Temiz Enerji ve Küçük Oteller. Enerji ihtiyacınızı nasıl daha ucuza ve temize getirebilirsiniz?”. Konuşmacı: Fore Enerji ve Temiz Dünya Derneği başkanı Ateş Uğurel
16.45 – 17.30 Soru, cevap, dilekler ve kapanış
Standlar
- Sabun
Köprülüler
Gülteks: Defne ve zeytinyağı sabunu - Zeytin/Zeytinyağı
Alyattes Organik tarım Ürünleri
Olive Farm, Datça - Evoteks- Otel Tekstil Ürünleri
- Şarap
Corvus - Web tasarımı ve broşür vs.
Creative Nokta Reklam Ajansı
Gizem Onan - Sun Express
Konu ile ilgili haber arşivi için:
http://www.armadahotel.com.tr/pg/blog/2007_04_01_armadahaberler_archive.html
Konu ile ilgili Başkan'ın Web Günlüğü için:
http://www.armadahotel.com.tr/pg/kasim_zoto/2008/04/trk-turizmine-kk-oteller-niye-gerekli.htm
Ayrıntılı bilgi ve iletişim için:
Nedim Mazliyah, 0212-455 44 80, e-Posta: nmazliyah@armadahotel.com.tr