"Çocukların İstanbul’u
Normalde ayda bir geldiğim İstanbul’a bu sefer hiç istemeyerek geldim. Haftalardır süren gerilimden, kriz beklentisinden, toplu cinnetlerden korkarak. İş için şart oldu diye geldim. Hiç özlemediğimi zannederek... Yanılmışım. Meğer yine çok özlemişim İstanbulumu. İçerden yaşamak dürbünle bakmaktan farklıymış. Her şeye rağmen çalışan, didinen, kriz yaratmadan, ‘kişisel ve siyasi’ darbelerden medet ummadan var olmaya çalışan insanlarla beraber oldum. Armada Otel’e iner inmez, yine‘evime geldiğimi’ hissettim. Züppe hiç bir şey yok bu otelde. Ne fazla, ne eksik bir dekor, mis gibi ve sade odalar, şahane manzarayla otantik yemekler, sıcak karşılama. Lobideki kaplumbağalar, kahvaltı hırsızı martılar ve terasa karşı hoplayan yunuslar bile tanıdık.
ÜÇ LİRAYA BALIK EKMEK
Bu sefer bir de sürpriz var otelde: Yapı Kredi salonunda açtığı Mayıs 68 sergisi için Türkiye’ye gelen büyük üstad Güneş Karabuda. Çocuklarıma torun muamelesi yapışındaki zarafet, görmüş geçirmişliğindeki bilgelik, dünyanın en büyük sanatçılarını, siyasetçilerini, gazetecilerini tanımış olmanın verdiği derinlik, muzip gözlerindeki mizah.
Ve ardından işten kaçıp yaptığım iki günlük turist programı. Övündüğüm çok az şeyden biri, Topkapı Sarayı’nı çocuk milletine bir masal sarayı gibi gezdirmek. Sultanlar, padişahlar, şehzadeler, savaşlar, ganimetler, hazineler, vezirler hakkında yarı uyduruk, yarı gerçek hikayeler anlatmak. Çocuklarım burayı ve Yerebatan Sarnıcı’nı üçüncü defa gezdiler, akıllı sorular sorup ayrıntıları yorumladılar. Köprüaltı'nda üç liraya balık ekmek yemeyi züppe kafelerdeki İngilizce isimli yemeklere tercih ediyorlar. Bilmem ne marka zımbırtı değil, dünyayı gezme hayalleri kuruyorlar. (Umarım ergenlikte değişmez.)
TARİHİ YARIMADAYI GEZİN
Türkiye’yi çok özlüyorlar. Ama her yere bayrak asılmasına (Fransa’da Fransız bayrağı nadir görülür) Paris’te görmedikleri alışveriş merkezi gezintilerine, tanımadıkları büyüklerin kendilerine dokunmasına, (Fransa’da pedofil yerine konmadan başkasının çocuğunu öpüp mıncıklamak zordur) daha havaalanında Türkçeyi hatırlamalarına şaşırıyorlar. ‘İstanbul Paris’ten çok daha güzel anne’ diyorlar durmadan. Haklılar galiba.
Karamsarlığa kapıldığınızda hemen tarihi yarımadayı gezin. Dünyanın en güzel şehrinde yaşadığınızı hatırlayın. Krizcilere, darbecilere, ebedi pesimistlere kapılıp kenti unutmayın. İstanbul hep İstanbul."
Sedef Ecer- STAR Gazete
******************************Armada notu: Güneş Karabuda'nın II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa'da gerçekleşen en güçlü sosyal başkaldırı hareketine tanıklık eden "Duvarların Dili: 40. Yılında Paris-Mayıs 68, Güneş Karabuda Fotoğrafları" sergisi, 25 Nisan - 16 Mayıs 2008 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek ! Adres: Yapı Kredi Kültür Merkezi, İstiklal Caddesi, No: 161-161A, Kat: 1 Beyoğlu, İstanbul, Açık olduğu saatler: Hafta içi 10:00 - 19.00, Cumartesi: 10:00-18:00 / Pazar: 13:00 – 18:00- Kaçırmayın!