14 Aralık 2001

Armada 2002'ye Koçani Orkestar ile giriyor...

2002'ye Istanbul'un tarihi yarımadasında girmeyi seçen ve çoğunluğu yurt dışından gelen konuklara, Armada'da bu yıl şöyle bir program ve Menü sunulacak:

Havuzlu Kahvede Kokteyl...
Mısır Cips kuruyemiş, yeşil zeytin, sebze buketi, turşu arabasından turşu suyu ve turşu çeşitleri, bozacı, Ahırkapı Şerbeti, içki arabasından rakı ve şarap...

Yılbaşı Yemeği...

Soğuk Girişler
Çerkez tavuğu, mercimek köfte, fava, beyaz peynir, zeytinyağlı lahana dolması, fasulye pilakisi, pancar turşusu, haydari, topik...

Sıcak Girişler
Peynirli muska böreği, ıspanaklı sigara böreği,
mitite köfte, patates kroket, etli yaprak sarma...

Portakal soslu Hindi Dolması İç Pilav ile...
Ahırkapı Salatası

Limitsiz Yerli İçki..

Sıcak çikolata soslu Şam fıstıklı parfe


24:00: TERAS'ta havai fişek gösterisi ve şampanya...


Havuzlu Kahve'de Türk Tatlıları Büfesi

İşkembe ve Mercimek Çorbası

* * * * * * * * * * * * * * * * * *
Program boyunca:

Ünlü Makedeon Koçani Orkestrası... (*)



Dans Müziği İkilisi...
Gilda Assa ve Orkestrası-canlı Müzik...
Dansöz...
Fasıl...

* * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Kişi başı KDV dahil: 95.000.000 TL
* * * * * * * * ** * * * * * * * * *



(*)Koçani Orkestar
Adını Makedonya’nın Koçani şehrinden alan, Makedonya Roman Nefesli Çalgılar Orkestrası “Koçani Orkestar”, Balkan romanlarının nefesli çalgılar orkestralarının en başarılı örneklerinden biri. Bölgede “Romska Orientalna Musika” denilen müzik türünü, nefesli çalgılardan ve vurmalılardan oluşan bir küçük grup icra ediyor. Trompetçi Neat Veliov yönetimindeki orkestra, trompet, tuba, saksafon, klarinet, zurna ve vurmalı çalgıları kullanıyor. Çok canlı ve hareketli olan müziklerinde, Türk ve Bulgar ritmleri, muhteşem doğu tarzı sololar bir arada bulunuyor. “Gipsy” müziğini dünya müzik listelerine geçiren Orkestra’nın “Gypsy Mambo” adlı albümleri Fransa’da FNAC, Almanya’da WOM müzik mağazalarında ilk 10’da...

Orkestranın ilk albümü, 1994 yılında, Fransa’da “Macedonia Koçani Orkestar” adıyla “Long Distance” tarafından yayınlanmış. İkinci albüm, “L’Orient Est Rouge”, dünya Roman müziğinin önde gelen yapımcılarından “Crammed Discs” tarafından, 1997’de Belçika’da yayınlanmış. Üçüncü ve yeni albümleri “Gypsy Mambo”yu Türkiye’de Yeni Dünya Müzik yayınladı. Avrupa ülkelerinde de Yeni Dünya Müzik lisansıyla, Fransa’da “Last Call”, Almanya’da “Plane Records” ve İtalya’da “Materiali Sonori” yayınladı. Katıldığı festivallerde (1996, WDR/ Almanya, 1997/WOMEX, Fransa, 1999 MASALA/ İspanya ) dünya müziğinin önde gelen isimleri arasında yer alan Grup, ülkemizde de Açık Radyo’nun 1998’de düzenlediği “2.İstanbul Müzik Şenliği”ne katılmış ve izleyicilerden büyük ilgi görmüştü.

Orkestra ile ilgili olarak Internet’te şu adreslerden de bilgi edinilebilir:



Crammed
LAst CAll Records
Excite.com
NetBeat
Zicline
Dance
Tambura Web


Bu vesileye şimdiden bayramınızı kutlar, iyi yıllar dileriz!

11 Kasım 2001

Armada'da Ramazan 1422

Armada, bu yıl 1422'cisi yaşanacak olan Ramazan ayında, sağlıklı İstanbul iftarlarına devam ediyor... Bu yılın iftar programlarında Ahırkapı Lokantasında canlı ud, Sera’da ise arkaplanda özel kayıtlardan çalınacak Osmanlı müziği yer alıyor...

Her yıl, geleneksel İstanbul iftarlarını, masada çay, kepekli pide, fesleğenli yağsız su böreği gibi sağlıklı ögelerle çağdaş yaşam koşullarına uyarlamaya çalışan Armada, 1422. Ramazan'da da bu çizgisinden ayrılmıyor. Masada demlenen çay eşliğindeki çeşitli iftariyeler çorba, alaturka sahanda soğanlı yumurta, tepsi böreği, mevsim zeytinyağlısından sonra, kuzu tandır, piliç kavurma veya çoban kavurma yemeklerinden biri ana yemek olarak seçiliyor. Geleneksel olanların yanısıra, vişneli baklava gibi hafifletilmiş Türk tatlıları da yer alıyor.

Ahırkapı Lokantasında iftar boyunca her akşam canlı ud müziği, Sera’da ise özel kayıtlardan Osmanlı müzikleri çalınacak, “Ahırkapı Şerbeti” ile ayran ve sonra da çay ve kahve ikram edilecek...

Tarihi yarımadada iftar vakti...


İstanbul için iftar vakti!


Şerefeler yanıyor...

Güncel Ramazan programımız için lütfen sitemizi ziyaret ediniz

16 Ekim 2001

78. Cumhuriyet Balosu

Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki baloları, her 29 Ekim'de, İstanbul’da canlandırmaya çalışan Armada, 1994’te başlattığı geleneği bu yıl da sürdürüyor... Cumhuriyet’in 78. yıldönümünün kutlanacağı 29 Ekim Pazartesi akşamı verilecek balo, 20.00- 20.30 saatleri arasında Havuzlu Kahve'de kokteyl ile başlayacak. Ümit İris ve Seval Uğur Mutlu ikilisinin Ahırkapı Lokantası'ndaki tango gösterisi ve canlı müzikle devam edecek balo 24.00’te sona erecek. 20'li 30'lu yılların giysileri ile gelinmesinin artık adet halini aldığı Armada sivil Cumhuriyet Balosu’nda her yıl olduğu gibi, bu yıl da 10.yıl menülerinden bir derleme sunulacak...

-Balo davetiyeleri kişi başı 25 milyon TL. KDV dahil.-

MENÜ: Sarı Leblebi, Çerkez Tavuğu, Rus Salatası, Beyaz Peynir, Kavun
Kremalı Tavuk Çorbası, Cumhuriyet Böreği, Mimoza Salatası, Beğendili Kuzu Sırtı, Tatlı Tabağı (Meyva,Vişneli Baklava,Tahinli Dondurma), Limitsiz Yerli İçki...

Rezervasyon için
Armada Satış Ekibi
Tel: 212-638 13 70-78


NTVMSNBC'de Balo haberi

BIGGISTANBUL'da

17 Ağustos 2001

Üzüntülerimizle...

11 Eylül 2001'de Armada'da bütün konuklara iletilen mesaj:

We would like our dear American guests to know that our heart felt sorrow to those that perished in the latest attacks in the US... and -hoping none of their beloved ones living in the disaster areas injured psychically- we deeply share their feelings...

The ARMADA HOTEL Management & Personnel
September 11, 2001
Istanbul- TURKEY

Traveller Dergisinde İstanbul ve Armada

Armada Teras'a bir akşam yemeğine gelen dünyaca ünlü Condé Nast TRAVELER dergisi yazarı G.Y. Dryansky, terastan gördüğü büyüleyici Sultanahmet manzarasını tasvir ile başladığı Istanbul konulu makalesinde ilginç saptamalarda bulunuyor...

Batılı gözüyle İstanbul'u belgeleyen harikulade fotoğrafların da bulunduğu dergiyi merak edenler (Ağustos 2001 sayısı, S.70 v.d.) bayilerden ya da Internet üzerindeki şu adresten ulaşabilir:

http://www.cntraveler.com/

09 Ağustos 2001

Armada Bahçe Yeniden Hizmette!

Yeniden canlanan İstanbul bahçe kültürünün ilk örneği “Armada Bahçe”, bu yaz, 18 Ağustos’tan (*) itibaren -Ahırkapı Fasıl Heyeti ile- açılıyor...


İstanbul yaşamına eski bahçe kültürünü, ilk kez 1997 Mayıs’ında, Kudsi Erguner’den muhteşem bir “Istanbul Rembetikosu” konseri ve sokakta yapılan Hıdırellez kutlaması ile açılarak geri getiren Armada Bahçe, bu yaz, Ağustos’un ikinci yarısından itibaren sevenlerini bekleyecek. Yeniden düzenlenmiş olarak devreye girecek Armada Bahçe’de, “Ahırkapı Fasıl Heyeti”, doğal ortamı içinde ve mikrofonsuz olarak “icra-yı sanat” edecek...

Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yaz da, Bahçe’de rahat, doğal ve yalın bir atmosfer hakim olacak. Armada mezeleri ve mutfağından ikram edilecek yemekler, fasıl, içki ve KDV dahil kişi başı fiyat sabit olacak: 17 milyon 500 bin Türk Lirası... “Bahçede Fasıl” yalnızca Cuma-Cumartesi geceleri ve 20.00-23.30 saatleri arasında olacak. Bahçe, hafta içinde gruplara veya özel toplantılara ayrılacak...


(*) Bu haberin Basın Bülteni'nde 17 Ağustos, Cuma olarak belirtilen açılış, depremin yıldönümüne rastladığı için bir gün ertelenmiştir. Özür dileriz.

05 Ağustos 2001

Armada'da Evlenenler Kulubü ve Bir Sürpriz Armağan

1994’ten bu yana evlenme törenlerini Armada’da yapmış olan çiftler için Internet’te bir kulüp kuruldu... Armada bu vesile aile yıldönümü kutlamalarına da bir gecelik konaklama armağan ediyor...
Armada’da evlenmeyi seçen çiftlerin en sık rastlanan gerekçelerinden biri de “evlenme yıldönümlerini yıllar sonra bile aynı atmosferde kutlayabilme dileği”dir. Böyle düşünen çiftlerin birbirini tanımaları ve ortak anılarını kentin kimliğini korumasına katkıda bulunma amacıyla genişletmeleri için Internet’te Microsoft Communities olanağından yararlanarak bir online kulüp kuruldu: Armada'da Evlenenler...

Topluluğa üye olanlar, birbirleri ile haberleşebilecek, ortak etkinlikler düzenleyebilecekler, 1994’ten günümüze kadar bölümlenmiş albümlere fotoğraflarını yükleyebilecekler. “Armada’da Evlenenler” için bir de sürpriz var: “Yıldönümü gecesi konaklama ve kahvaltı armağanı”... Bunun için üç hafta öncesinden oteli arayıp, Armada’da evlenilen tarihin onaylatılarak rezervasyon yapılması ve rezervasyonların bir gün öncesinden kesinleştirilmesi gerekiyor.


Rezervasyon için :Armada Satış ekibi- ( Tel: 212-638 1370-71 Faks: 212 518 5060)
e-posta: Zerrin Kelebek

Pazar Kahvaltıları Başlıyor...

Armada Otel, haftanın yorgunluğunu, Marmara Denizi, Sultanahmet Camii
ve Ayasofya’nın sabah manzarası eşliğinde atmak isteyen konukları için, “Sonbahar Pazarı Kahvaltıları” hazırladı.



Armada mutfağında özenle hazırlanmış reçeller, sızma zeytinyağında dinlendirilmiş dereotlu ve kırmızı biberli ya da sade beyaz peynir, kaşar, tulum peyniri, köy ekmeği, çavdar ekmeği, mahallenin fırınından pekmezli İstanbul simidi, domates ve salatalık, siyah ve yeşil zeytin, petek ve süzme bal, kaymak, yoğurt, haşlanmış köy yumurtası, omletler, sabah çorbası, ev yapımı poğaça, açma ve su böreği, yulaf ezmesi, pestil, çeşitli kuru ve taze meyvalar, taze sıkılmış portakal suyu, süt, “masada çay” ve kahve...

Armada Sera’da sunulan bu kahvaltının bedeli; 12 yaş ve altı çocuklar için altı, büyükler için yalnızca onikimilyon Türk Lirası... Tarihi yarımada ve Marmara Denizi manzarası, Pazar gazeteleri ve “KaDeVe” de içinde... Bu “anti-kriz” keyiften yararlanmanın tek koşulu ise, en az bir gün öncesinden yer ayırtmak...

Rezervasyon için:Tel: 212-638 13 70-78
e-posta: Z. Kelebek

06 Temmuz 2001

Jazz Festivali başlarken...

Armada kuruluşundan bu yana İstanbul Festivallerinin candan bir destekleyicisi olmuştur... İşte 6 Temmuz 2001 günü başlayacak 8. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin Esma Sultan Yalısı'nda yapılan açılış resepsiyonunda Armada da İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın herzamanki hatırnazlığıyla elini sıktığı kurumlardan biriydi... Armada'ya verilen plaketi Kasım Zoto aldı. Resim bu anı gösteriyor...



Caz Festivali'nin tam programı için bkz.: İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Web Sitesi

Öte yandan Doğan Hızlan'ın Hürriyet'te Müzik Fesivali'nin bitip, Caz Festivali'nin başlayışı hakkında yazdığı yazıda, Aya İrini bahçesinde Armada mutfağından çıkan Nohutlu Pilav ve İrmik Helvalarına da bir gönderme var... Bu lezzetli yazıyı gözden kaçırdıysanız burayı tıklayın!

08 Haziran 2001

Teras'ta Yenilik: Nargile

Bu yaz, Teras’ın konukları, dilerlerse tarihi yarımada manzarasını seyrederken, tömbekisi özel formüllerle hazırlanmış “nargile” içerek yeni keyifler yaşayacak...

[Nargile, BABALAR GÜNÜ'nde de bir armağan alternatifi oluşturuyor:
ntvmsnbc'de! Milliyet'te !]




Yabancı konukları olduğu kadar, İstanbullu’ları da kendine hayran bırakan Armada Teras, 2001 yazına yeniliklerle giriyor. Bunlardan biri de nargile. Bilindiği gibi, Osmanlı döneminde yaygın biçimde kullanılan, “iyisi” İstanbul'da bulunan, aslen Ortadoğu kültürünün önemli bir rahatlama ve dinlenme aracı olan nargile, giderek günümüzde de yaygınlaşıyor. Armada nargilelerinde kullanılacak tömbeki, geleneğe uygun olarak, Osmanlı tadları ile lezzetlendirilecek ve sürpriz aroması ile, içmeyenlere bile keyif verecek biçimde hazırlanıyor...

NOT: “Lüle” ; tömbekinin üzerine konulduğu kısım, “Tömbeki”; tütün, nargile tütünü, “Marpuç”; nargilenin dumanının çekildiği, ağıza konulan kısmı...

Bu konuda muhteşem bir kaynak: “Burçak Evren, Eski İstanbul’da Kahvehaneler”- Milliyet Yayınları
[NTVMSNBC'de Nargilenin etimolojisini de içeren bir haber; Nargilenin Dönüşü!]

Internet üzerinde; Dışİşleri Bakanlığı Web Sitesi...

02 Mayıs 2001

Anneler Günü Ormanı İçin Kahvaltı

ARMADA’DA 13 MAYIS KAHVALTISI “ÇEKÜL ANNELERİ ORMANI” İÇİN YAPILDI...

Çekül Vakfı ve Armada’nın bu yıl Anneler Günü’nü kutlamak için ortaklaşa düzenledikleri
kahvaltıya katılan annelerin adına “Çekül Anneleri Ormanı”nın ilk fidanları
dikilecek...

ÇEKÜL Vakfı ve Armada, anneye duyulan sevgi ve saygı ile doğaya duyulması gerekenin arasında önemli bir benzerlik olduğu gerekçesi ile ortaklaşa bir Anneler Günü kutlaması düzenlediler. Her yaştaki bazı çocuklar, annelerine armağan olarak 13 Mayıs Pazar sabahı, Armada Sera’da bir “Pazar kahvaltısı” teklif ettiler...
Sabah 10.30’dan 14.00’e kadar süren kahvaltı için çok öncesinden yerler ayrıldı... Kahvaltının kişi başına 9,5 milyon TL olan fiyatının bir bölümü ile Armada’ya gelen annelerin adına ÇEKÜL’ün 7 Ağaç ormanlarında bir fidan dikilecek. Dikilecek fidanlarla, bir “ÇEKÜL Anneleri Ormanı” başlatılacak. Kahvaltı süresince açık olan ÇEKÜL masasında dileyenler annelerine ayrıca “7 Ağaç” da armağan ettiler...

Katılımcılar arasında bulunan ilkokul öğrencisi Emre Orbay, ÇEKÜL etkinliklerine gösterdiği ilgi üzerine küçük bir de teste tabi tutuldu ve Günün Çevrecisi seçildi...



29 Nisan 2001

Armada'da Dünya Dans Günü

Kuruluşundan (1994) bu yana, her Pazar Tango Akşamı düzenleyen Armada'da, bu akşamki Tango Gecesi'nde dansa Murat Şikel'in yazdığı mesaj okunarak başlanacak... Ümit İris'in okuyacağı mesaj şöyle:
“Dansın, yaşamımızın bir parçası olmaya devam ettiğini görmek, kaybolmaya başlayan güzellikler içinde insanın duyacağı bir mutluluk olmalıdır. Uygarlığın ilk belirtilerinden biri olan ve kültürel alışveriş sayesinde evrensel bir anlatım şekline dönüşen dans, klasik bale eserlerinin sahnelendiği salonlarda insanların doğasındaki dürtülerin özlemlerini yatıştırmalarını sağladı. Sözlerin yetersiz kaldığı, sessizliğin doruk noktasında aşkın ve hatta nefretin gücünü en zarif şekilde ifade edilebilen, ruh ve beden ilişkisinin en güzel anlatımı olan dans sonsuza kadar yaşayacaktır. Dansın yumuşaklığı, zarafeti ve bu yapısının doğal sonucu olarak insanla yeşeren bağımsız yapısı, barışın ve sevginin en doğru anlatımıdır. Dans sanatına gönül vermiş insanlar olarak, Dünya Dans Günü kutlamalarının yalnızca bir günle sınırlı olamayacak kadar derin anlamlar taşıdığının bilinciyle günler ve hatta haftalar boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanmasının gelecek nesillere bırakılacak güzel bir miras olduğunu düşünüyoruz.”




UNESCO'nun Uluslararası Dans Komitesi'nin hazırladığı Dünya Dans Günü 2001 ve önceki mesajlar için bkz.:Year 2001 International Dance Day Message

19 Nisan 2001

Dünya Günü 2001 Kutlu Olsun!

Kim demiş dünyayı değiştiremezsiniz diye?
Bir insan bile dünyayı değiştirebilir!


Bu sözler, ilk kez 1970´de Dünya Günü´nü kuran Denis Hayes´e ait. Armada Temiz Enerji teması ile yürütülen Dünya Günü 200´i özel bir karikatür ile kutlamış, kendi sektöründe yapılabileceklere de değinmişti... Bu çalışmayı aşağıda görebilirsiniz.

Dünya Günü kutlu olsun...

Not:Türkiye´de de bu projenin ulusal koordinatörü ÇEKÜL VAKFI´dır...
Tan Oral´ın Dünya Günü 2000´de Armada için yaptığı özel desen ve mesaj...

 

16 Nisan 2001

Gustavo Naveira ve Giselle Anne bu Cumartesi Armada' da!

COLOR TANGO orkestrası eşliğinde...
Türkiye’ye ilk kez geçen yıl Baila Tango’nun konuğu olarak gelen ve partneri Giselle Anne ile Armada’da yaptığı gösteri büyük ilgi gören dünyaca tanınmış tango ustası Naveira, 21 Nisan Cumartesi akşamı, ünlü “Color Tango” orkestrası eşliğinde yine Armada’da



Naveira, gerçek bir usta, bir koreograf ve kendisine has öğretim teknikleri ile beş kıtada ün yapmış bir tango hocası. Tango klasikleri arasında yer alan, Sally Porter'in 1997'de çektiği Tango Dersi (“Tango Lesson”) filminin yıldızlarından biri, Buenos Aires’in meşhur “Colon” tiyatrosunda sahnelenen “Marathon” operasının koreografı, “Cosmotango” birliğinin kurucusu ve başkanı...

Gustavo Naveira ve Giselle Anne ikilisi, bu Cumartesi (21.04.2001) akşamı yine Armada Otel'de dansedecek... Bu gösteride, ikiliye 1989 yılında Roberto Alvarez ve Amilcar Tolosa tarafından kurulmuş “Color Tango” orkestrası -canlı olarak- eşlik edecek. “Yeni Tango” akımının temsilcilerinden olan “Color Tango” Türkiye’de ilk kez çalıyor...

* Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için:
Baila Tango / Serdar Sungar 0532-664 8836 e-mail:
Sunum

* Naveira hakkında ayrıntılı bilgi için:
Cosmotango
* Türkiye'de Tango ve program hakkında bilgi:Küresel.com / Tango ve Baila Tango

* “Color Tango” hakkında :
Tango Catalogue (Bridge to the Tango)


Rezervasyon: Tel: 212-638 13 70 Faks: 518 50 60- e-mail: ARMADA

Bu bültende sözü edilen 21 Nisan gecesi ile ilgili olarak geceyi izleyen bir gazeteci dostumuzun gözlemlerini okumak ister misiniz? O zaman burayı lütfen tıklayınız!

12 Nisan 2001

Alafranga Lokanta

Alafranga Lokanta hakettiği ilgiyi giderek kazanıyor... Son olarak AMICA Dergisi'nin Nisan sayısında Sayın Gönül PAKSOY ile Alafranga'da yapılan röportajda olduğu gibi... Aşağıdaki linkte de Internet basınında bir

Alafranga haberi:
NTVMSNBC / Yasam-Lezzet

Kasım Zoto IH&RA Yönetim Kurulunda...

TUROB, IH&RA (Uluslararası Otel ve Lokantalar Birliği) Amsterdam toplantısında, TUROB Yönetim Kurulundan Kasım Zoto’nun IH&RA Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmesiyle, dünya turizmine yön verenler arasında bir oy sahibi daha oldu...

TUROB’un Türk turizmine sessiz sedasız yaptığı önemli katkılara bir yenisi daha eklendi. Son olarak geçtiğimiz ay, Berlin’de yapılan ITB fuarının bir alt başlığı olarak açılan “Avrupa Sanat Kentleri” sergisinde İstanbul’u tanıtan TUROB, bu kez de 10 Nisan 2001, Salı günü, IH&RA (“International Hotel & Restaurant Association”) yönetim kuruluna bir Türk turizmciyi soktu. IH&RA’nın Amsterdam’da yapılan NACE (= “National Association Chief Executives”) toplantısında TUROB Yönetim Kurulundan Kasım Zoto, dünyanın 150 ülkesinden, 750 binin üzerinde kuruluşun temsil edildiği IH&RA’nın Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. Bu kuruluş, global ekonomiye yılda 950 milyar Amerikan doları katkı ve 60 milyon kişilik işgücü yaratan, dünya çapındaki 300 bin otel ve 8 milyon lokantayı kapsıyor.

TUROB, 1901 yılında kurulan IH&RA’nın, dünyanın her tarafından 1000 dolayında delegenin katıldığı genel kurullarından 40.sının, 2002 yılında İstanbul’da yapılması için de karar aldırmıştı...

* IH&RA Amsterdam toplantısı hakkında TUROB Genel Sekreteri ve IH&RA - NACE Türkiye üyesi Erhan Çakay’dan daha ayrıntılı bilgi alınabilir. Tel: 212-516 6980
* IH&RA hakkında ayrıntılı bilgi:
IH&RA

Kasım Zoto kimdir?

1950 yılında İstanbul’da doğdu. Taksim İlkokulu ve Tarhan Kolejini bitirdi. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde eğitim gördü.
1966 - 1975 tarihlerinde Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (T.M.G.T.) Turizm Bölümü’nde yöneticilik yaptı.
1970 - 1974’de merkezi İsviçre’de bulunan “Federation Of International Youth Travel Organization” (FYTO) Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
1975 yılında profesyonel turizmciliğe başladı.
1981 yılında Fransa’ya giderek, 1994 yılına kadar turizmcilik yaptı.
Fransa’da bulunduğu 13 yıl süresince pek çok yabancı şirketin kongre, seminer ve etkinliklerinin Türkiye’de yapılması için çalıştı.
Türkiye’de turizmin “incentive” biçimde olması için uğraş verdi.
1981’de bir grup arkadaşı ile birlikte Kalkan’da Kalkan Han Oteli’ni açarak otelciliğe ilk adımlarını attı.
1988 yılında, Sultanahmet’te bulunan ve geçmişi 16. yüzyıla kadar uzanan, Barbaros Hayrettin Paşa’nın leventleri için yaptırılan, büyük İstanbul yangını ve daha sonraki dönemlerde binaların yıkıntıya dönüşmesiyle 1981’e kadar otopark olarak kullanılan arsayı otele dönüştürme çabalarına girişti.
Bu proje için 1988’de başlatılan girişimler, bürokratik engeller yüzünden 1993’e kadar sürdü. 5 yıl süren bürokrasi engelinden sonra Vakıflar’dan 49 yıllığına kiralanan Barbaros leventlerinin mekânı, 2,300 metrekarelik alanda İstanbul’u yaşatan Armada Otel’e dönüştü.

08 Nisan 2001

Haldun Dormen' de Armada' yı Sevenlerden

Haldun Dormen'in Istanbul'u başlıklı röportajda, Son zamanlarda Armada Oteli’nin restoran-barını keşfettik. Armada’nın manzarası inanılmaz; bir taraftan Ayasofya’yı, diğer taraftan Boğaz’ı ve surları görüyorsunuz... diyen Dormen, İstanbul'un sevdiği köşelerini anlatıyor.

Okumak isterseniz röportaj şurada: Milliyet PAZAR

Kadayıflı karidesten mi, kayısılı köy pilicinden mi?

Alafranga'da son darbeyi tatlıda yedik. Nane liköründe pişmiş ve karamel sos ile servis edilen Padişah Elması'nı anlatamam, tatmanız lazım.

Duyduk ki Sultanahmet'te Alafranga diye bir yer açılmış. Çok da özel bir mönüsü varmış. O kadar özel ki nisan ayı rezervasyonları şimdiden dolmuş, yemeklerinden tatmak isteyenler bir dahaki ayı beklemek zorunda kalacaklarmış. Neyse biz rezervasyonumuzu çok önceden yaptırmıştık da merakta kalmadık.
Ben biraz iştahlıyımdır; yediğim şey biraz güzel olsa beğeniveririm. Anlayacağınız çok sağlam papuç değilim. İşte bu yüzden Alafranga'ya giderken tam bir gurme olduğuna inandığım Aytekin Hatipoğlu'ndan bana eşlik etmesini rica ettim. Onun dikkat ettiği detaylar var ne de olsa. Örneğin kendisine Kuzu budunu beğendiniz mi diye sorarsanız, Ben esas şu çilekli milföyü merak ediyorum der. Neden sonra gizli bir sırrı açıklarcasına kulağınıza eğilip beğenip beğenmediğini söyler.

Biz geçtik oturduk Alafranga'ya; karşı karşıya. Ben önümde duran yemeğin her lokmasında adeta eriyorum, fakat çaktırmamaya çalışıyorum. Önce bir onaylatmak lazım. Acaba bizim usta da beğenmiş mi? Bakıyorum; usta mönüyü eline almış, yemeğin içinde ne var ne yok iyice araştırıyor. Bu 'beğendi' anlamına geliyor. Ben de hemen ağzımı şapırdatarak Imh ımh efendim, çok lezzetli diyebiliyorum gönül rahatlığıyla.


FENER KAPAMAYemeklerin hangi birinden bahsedeyim? Hangisinin lezzetini nasıl anlatayım? Kadayıflı karidesi mi öveyim, yoksa tarçınlı kayısılı köy pilicini mi? Kuzu sırtının inanılmaz lezzeti bir yana, esas Fener Kapama geldiğinde vurulduğumu söylemeliyim. Belki de sadece mevsim sebzeleri ile hazırlanmış Fener balığının her lokmasında, 'ne iyi ettik de buraya geldik' dediğimi anlatmalıyım. Ama asıl darbeyi tatlı bölümünde yediğimizi muhakkak belirtmeliyim: Nane liköründe pişmiş ve karamel sos ile servis edilen Padişah Elması'nın tadını allame-i cihan olsam anlatamam, tatmanız lazım.


HOŞ KARŞILAMAAhşap büfeler, her masada bir gül, dantelli perdeler ise damak hazzımızı ikiye katlamak için hazırlanmış sanki. Hele bir de pencereden bahar açmış ağacı görünce, kendinizi boşluğa kadeh kaldırırken bulmanız işten değil. Aytekin Bey'in deyimiyle; şairane bir güzellik var.

Alafranga'ya gittiğinizde sizleri Başak Sanaç ve Baykaner Gönen karşılayacak. Herkese yaptıkları gibi sık sık yanınıza uğrayarak bir şikayetiniz olup olmadığını soracaklar. Sonra da alelacele mutfaklarına dönecekler. Siz de acaba Alafranga'dan ayrılmadan önce memnuniyetimi nasıl dile getirebilirim, diye düşünüp duracaksınız.

Alafranga rezervasyon için: 0212 458 22 70.
Aslı E.Perker
Haberin orijinali burada!

01 Mart 2001

Armada, Ingiliz The Wallpaper dergisi tarafından, İstanbul'da kalınacak dört yerden biri seçildi...

İngiliz gözüyle İstanbul

İngiltere'de yayımlanan Wallpaper adlı dergide Edward Peacock'ın kaleme aldığı yazı, İstanbul'un "son James Bond kenti" ünvanını yineleyerek başlıyor. "İki kocadan dul kalan İstanbul'un ilk kocası Bizans'tan" pek fazla söz edilmiyor. Yazı daha çok "ikinci koca" Osmanlı'nın iktidardan düştüğü dönem ve Cumhuriyet'in sosyal ve siyasal tarihi üzerine odaklanmış. Yazıda alışılageldik rakı-şiş kebap eksenindeki tanıtım değerlendirmelerinden kaçınılmış. Fotoğrafları da kartpostala benzemiyor.

Derginin "gidin mutlaka görün, tarihi ve doğal güzellikler bir arada" gibi iddiası da yok. Oryantalizmin tuzaklarına hiç düşmemiş. Hatta İstanbul'u şişman ve yaşlı bir kadına benzetiyor. Ve kesinlikle bir İstanbullu için bile ilgici çekici bir metin... Bu arada simgesel yapılar da ait oldukları dönem içinde yer alıyor. Mimar Sedat Hakkı Eldem en sık yer verilen isim....



Arşivden bir yaprak!
"Kaptan Paşanın Köşkünde Uyumak..."

--Le Monde muhabiri Jean-Pierre Péroncel-Hugoz, Adalar ve tarihi yarımadayı temel konu alan araştırma/haberinde, "Kaptan Paşa'nın Köşkünde Uyumak" başlığı ile Armada'ya özel bir yer verdi. İlişikte 6 temmuz 2000 tarihli haber kupürünün Türkçe çevirisini sunuyoruz...
Çeviri için Sayın Emre Öktem'e teşekkürlerimizle --


Kaptan Paşa'nın köşkünde uyumak...
Sultan Ahmet camii ve Ayasofya'nın hemen aşağısında yer alan ve Bizans surları sayesinde gürültüden korunan Armada Otel'den, Marmara Denizine, gemilere ve yunuslara kaçamak bakışlar yöneltmek de mümkün. Burada bir zamanlar Kaptan Paşa, tersaneler kurup Halife'nin donanmasını kalafatlarmış, tesisin adı da buradan geliyor.

Yeni bir bina olmakla birlikte, bir yüzyıl önce buradaki İstanbul evlerinin restitüsyonu ile inşa edilen Armada, "Osmanlı'nın son demleri" temasını sonuna kadar işlemiş. Antik ya da reprodüksiyon olsun, daima usturuplu bir biçimde kullanılan bütün nesneler, 1890'ların dekorunu yeniden canlandırıyor.
Lokantalarda, salonlarda ve üç kata yayılan 110 odada pencere kafesleri, divanlar, kilimler, havuzlar, gravürler, fotoğraflar, aynalar, hamam eşyaları biribiri ardınca sıralanıyor, ancak çağdaş konforun "olmazsa olmaz" unsurları da eksik değil. Otelin mutfağının, Doğu – Batı buluşmasına -daha ziyade- olumlu bir biçimde tanıklık ettiği söylenebilir. Armada'nın en iyi taraflarından biri de, belli başlı anıtların, tarihi çarşıların ve yeşil alanların yanıbaşında olması.