Armada'daki Pazar programına zaman zaman gazeteci/yazar dostlarımız da katılıyor. Aşağıda onlardan bazılarının izleminlerinden alıntılar var:
Alin Taşçıyan, STAR GAZETE:
"Tarihi Yarımadayı Yürüyerek Yeniden Keşfedin
İstanbul’da yaşamak birkaç kentte birden yaşamaya bedel. Tarihi de trafiği de, güzelliği de yozlaşmışlığı da olağanüstü! İstanbul tek bir kent değil, içinde birkaç kent birden barındırıyor. Ama İstanbul’u gerçekten tanımak ve ne olduğunu anlamak için, karış karış gezilip görülmesi gereken yer tarihi yarımada...
...İSTANBUL’UN EN ESKİ MERCEDES OTOBÜSÜ
...Ben hem sevdiğimden hem yurtdışından gelen konuklarıma eşlik etmek için sık sık gezerim bu civarı. Hiç de bıkmam! İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olmanın güzel yanlarından biri de tarihi yarımadada gezebilmekti. Sultanahmet’teki turist kalabalığına karışır, Kapalıçarşı’da Arasta’da turlar, Çorlulu Ali Paşa Medresesi’nde kahve içer, öğle yemeklerimizi Süleymaniye’ye karşı yer, Sahaflar Çarşısı’ndan kitap alır, Beyazıt Çınaraltı’nda çay, simit, karper peyniri eşliğinde uzun sohbetlere dalardık. Bu yüzden hep özlerim tarihi yarımadayı.
İhtiyaçlar ve talepler değişiyor diye yok olan değerler üzer beni. Güzel gelenekleri koruyan ve geliştirenlere ise hayranlık beslerim. Örneğin Ahırkapı Armada Oteli, Osmanlı yaşama kültürünü koruyan ve içinde bulunduğu tarihi dokuyu sanatla bütünleştiren örnek bir kuruluş. Açıldı açılalı Cankurtaran’a can verdi adeta. Hıdrellez Şenlikleri’ni başlattı, Büyük ve Küçük Roman Orkestralarını kurdu, tango geceleri düzenledi, etrafındaki restoranları da zamanla alıp oteldeki özenle işletmeye başladı. Kentin yerlilerinin ayağını tarihi yarımadaya alıştırdı.
Sıra Armada’da güzel bir pazar kahvaltısı yaptıktan sonra o parkurları adımlamaya geldi. Ama daha önce 4 Nisan’a dek Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek olan Disk Atan Atlet heykelini görmek gerek. Film festivalleri nedeniyle sürekli yolculuk edince 12 Şubat’ta sergilenmeye başlayan bu heykeli ziyaretim de gecikti haliyle. Ama iyi ki gecikmiş! Armada’da kahvaltıdan sonra kalkan pembe-mavi renkli tarihi otobüsle, ki İstanbul’un en eski Mercedes otobüsüymüş, Arkeoloji Müzesi’ne gittim ve British Museum’dan getirtilen, Roma sanatının mükemmelliğini yansıtan bu heykeli doyasıya izledim. Armada’nın da üyesi olduğu TÜRSAB sponsor olmuş bu sergilemeye. Sonra kendimi alamadım, kimbilir kaçıncı kez gezdim müzeyi.
CANKURTARAN KURTARILMIŞ BÖLGE
İstanbul’da kahvaltı edecek birçok güzel mekan var, elbette. Fakat otobüsle tur ve müze gezisiyle desteklenen başka bir etkinlik bilmiyorum. 11.00’de ya da daha geç denize nazır terasta kuruluyorsunuz geleneksel şerbetlerin bile eksik olmadığı sofraya, 14.00’te müzeye yola çıkıyorsunuz. Ücretsiz giriyorsunuz. Disk Atan Atlet, evine döndükten sonra müze gezisinin yerine sevimli otobüsle tarihi yarımada parkurlarında dolaşılacak..."
Yazının tamamı için tıklayınız...
(Fotoğraf: Alin Taşçıyan)
****
Eray Aytimur, RADİKAL:
"Disk Atan Adam...
...Ahırkapı’daki Armada Oteli, mart ayının başından bu yana pazar kahvaltısına gelenleri paketleyip Arkeoloji Müzesi’ndeki ‘Disk Atan Adam’ (Townley Discobolus) heykelini gezdirmeye götürüyor. Saat 11 gibi başlayıp 14’te sona eren kayıntı faslından sonra otelin restore ettirdiği ve İstanbul’un en eski otobüslerinden olan 0321 H Mercedes Benz’e binenler Roma Dönemi’nin simge yapıtlarından olan bu heykeli ücretsiz olarak gezebiliyorlar. Ki bu bronz arkadaş British Museum’dan ödünç alınarak buralara getirildi; az buz iş değil hani..."
Yazının tamamı için tıklayınız...
(Fotoğraf: Seher Aybek)
*****
Şirin Güven, CUMHURİYET Dergi:
"Armada’da tarihi kahvaltılar
Tarihi yarımadanın kalbinde, bir yandan Bizans ve Osmanlı mimarisinin iki dev anıtı Ayasofya ve Sultanahmet Camii, diğer taraftan Marmara Denizi manzaralı Armada Otel İstanbullulara eşsiz bir kahvaltı keyfi sunuyor. Semaverde sunulan sıcak çaya, taze sıkılmış portakal suyuna, çeşit çeşit yöresel peynirlere, birbirinden lezzetli ev yapımı poğaçalara ve omletlere kadar 41 çeşit lezzetin sunulduğu kahvaltı tarihi yarımadaya karşı tek kelimeyle harika oluyor doğrusu. Topkapı Sarayı, Aya İrini, Arkeoloji Müzesi, Ayasofya, Sultanahmet Meydanı, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı gibi tarihi yerlere yürüyüş mesafesinde olan Armada Otel, pazar kahvaltılarını konumu sayesinde daha renkli hale getirmiş.
Saat 14.00’e kadar süren açık büfe pazar kahvaltısının ardından mart ayı sonuna kadar İstanbul’un en eski Mercedes otobüsü ile tarihe kısa bir yolculuk da yapılıyor. Otelin önünden binilen şirin mi şirin mavili ve pembeli otobüs, konukları Arkeoloji Müzesi’ne ücretsiz olarak götürüyor. Böylece müzedeki birbirinden önemli eserlerin yanı sıra, bugünlerde orada sergilenen meşhur “Disk Atan Atlet” heykelini görmek de mümkün. Antik dönemin en bilinen simgelerinden “Disk Atan Atlet”, 1791 yılında İmparator Hadrian’ın İtalya Tivoli’deki villasında bulundu ve İngiliz koleksiyoner Charles Townley tarafından satın alındı. Heykel daha sonra “The British Museum” koleksiyonları arasındaki yerini aldı. Pazar günlerini lezzetli bir kahvaltı ve tarihle birleştirmek isteyenler için Armada tam yeri. (Açık büfe pazar kahvaltısı ve müze giriş ücret 40 TL)"
****
Turizm yazarı Seher Aybek, "TourismLifeInTurkey.Com":
Armada'da Pazar Kahvaltısı ve Gezi izlenimleri için tıklayınız!
Perihan Çakıroğlu, Ekonomi Yazarı, "Bugün":
"...
Bir pazar günü sabahı, Armada Otel'de arkadaşlarla buluştuk. Kahvaltı yaptık ve Marmara'yı seyrettik. Ardından, tam 57 yaşındaki Mercedes otobüse bindik ve doğruca tarihi yarımadanın gözbebeği Arkeoloji Müzesi'ne gittik. Yaşlı Mercedes'in içinde unutulmaz bir nostalji yaşadık. Müzede, İngilizler'in ünlü British Museum koleksiyonunun en nadide heykellerinden birisi, "Disk Atan Atlet"-"Townley Discobolus" konuk olmuştu. Hem müzeyi gezip hem de bu çarpıcı heykeli ziyaret ettik. Heykel denge, uyum ve mükemmel oranlarıyla antik dönemlerden bugüne gelmiş bir eser. 4 Nisan'a kadar müzede. Kaçırmamanızı öneririm.
Yaşlı Mercedes, İstanbul'a gelen ilk otobüslerden. Restore edilmiş ve yepyeni olmuş. Alman Mercedes-Daimler firması, otobüsü görmeleri için bir ekip göndermiş. Alman TV kanalları da otobüsün serüvenini program konusu yapmış.
Kasım Zoto diyor ki, "İstanbul'un güzelliklerini görün. Yeni bir haftaya başlamak için soluklanın. Sizi ağırlayalım, yaşlı Mercedes'le Sultanahmet'te tur atın, sonra da çoluk çocuk Arkeoloji Müzesi'ne gidin, içiniz antik eserlerin zarafetiyle dolsun."
Her şey para değil, biraz da yaşamak lazım..."
****
Refik Durbaş, "Rüzgara Karşı" Köşesi, SABAH:
"YEMEK KÜLTÜRÜNE YOLCULUK
...Sözü, bir süredir Armada Otel'de gerçekleştirilen pazar kahvaltılarına getirmek istiyorum. Armada'nın Ayasofya ve Sultanahmet Camisi' nin gölgesinden Marmara denizine düşen bizzat kendi tarihi, tam 41 çeşit lezzetin sunulduğu, bir anlamda yeme-içme kültürünün tarihi ile birleşince ortaya sanatsal bir sentez çıkmış oluyor. Sanatsal diyorum, çünkü semaverde çayın, ev yapımı poğaçaların, yöresel peynirlerin, omlet çeşitlerinin yanında İstanbul'un en eski Mercedes marka otobüsüyle Arkeoloji Müzesi'ne tarihi bir yolculuk da var. Müzedeki birbirinden ilginç yapıtlarının yanı sıra bugünlerde sergilenen dünyaca ünlü, antik dünyanın en önemli simgelerinden 'Disk Atan Atlet' heykelini görmek ise kahvaltının bir başka çeşnisi. Armada kahvaltıları bu açıdan, Zweig'ın de işaret ettiği gibi Ortaçağ yemek kültüründen yemek ile sanatın kesiştiği ortama bir yolculuk sayılabilir. Armada Otel de 1994'ten beri kültür yaşamına Rum Karnavalı, Cumhuriyet Balosu, Hıdrellez Şenliği, tango ve caz resitalleri gibi nice etkinliği armağan etmesiyle İstanbul'un kültür-sanat dünyasında gerçekten bir armada..."
****