29 Nisan 2001

Armada'da Dünya Dans Günü

Kuruluşundan (1994) bu yana, her Pazar Tango Akşamı düzenleyen Armada'da, bu akşamki Tango Gecesi'nde dansa Murat Şikel'in yazdığı mesaj okunarak başlanacak... Ümit İris'in okuyacağı mesaj şöyle:
“Dansın, yaşamımızın bir parçası olmaya devam ettiğini görmek, kaybolmaya başlayan güzellikler içinde insanın duyacağı bir mutluluk olmalıdır. Uygarlığın ilk belirtilerinden biri olan ve kültürel alışveriş sayesinde evrensel bir anlatım şekline dönüşen dans, klasik bale eserlerinin sahnelendiği salonlarda insanların doğasındaki dürtülerin özlemlerini yatıştırmalarını sağladı. Sözlerin yetersiz kaldığı, sessizliğin doruk noktasında aşkın ve hatta nefretin gücünü en zarif şekilde ifade edilebilen, ruh ve beden ilişkisinin en güzel anlatımı olan dans sonsuza kadar yaşayacaktır. Dansın yumuşaklığı, zarafeti ve bu yapısının doğal sonucu olarak insanla yeşeren bağımsız yapısı, barışın ve sevginin en doğru anlatımıdır. Dans sanatına gönül vermiş insanlar olarak, Dünya Dans Günü kutlamalarının yalnızca bir günle sınırlı olamayacak kadar derin anlamlar taşıdığının bilinciyle günler ve hatta haftalar boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanmasının gelecek nesillere bırakılacak güzel bir miras olduğunu düşünüyoruz.”




UNESCO'nun Uluslararası Dans Komitesi'nin hazırladığı Dünya Dans Günü 2001 ve önceki mesajlar için bkz.:Year 2001 International Dance Day Message

19 Nisan 2001

Dünya Günü 2001 Kutlu Olsun!

Kim demiş dünyayı değiştiremezsiniz diye?
Bir insan bile dünyayı değiştirebilir!


Bu sözler, ilk kez 1970´de Dünya Günü´nü kuran Denis Hayes´e ait. Armada Temiz Enerji teması ile yürütülen Dünya Günü 200´i özel bir karikatür ile kutlamış, kendi sektöründe yapılabileceklere de değinmişti... Bu çalışmayı aşağıda görebilirsiniz.

Dünya Günü kutlu olsun...

Not:Türkiye´de de bu projenin ulusal koordinatörü ÇEKÜL VAKFI´dır...
Tan Oral´ın Dünya Günü 2000´de Armada için yaptığı özel desen ve mesaj...

 

16 Nisan 2001

Gustavo Naveira ve Giselle Anne bu Cumartesi Armada' da!

COLOR TANGO orkestrası eşliğinde...
Türkiye’ye ilk kez geçen yıl Baila Tango’nun konuğu olarak gelen ve partneri Giselle Anne ile Armada’da yaptığı gösteri büyük ilgi gören dünyaca tanınmış tango ustası Naveira, 21 Nisan Cumartesi akşamı, ünlü “Color Tango” orkestrası eşliğinde yine Armada’da



Naveira, gerçek bir usta, bir koreograf ve kendisine has öğretim teknikleri ile beş kıtada ün yapmış bir tango hocası. Tango klasikleri arasında yer alan, Sally Porter'in 1997'de çektiği Tango Dersi (“Tango Lesson”) filminin yıldızlarından biri, Buenos Aires’in meşhur “Colon” tiyatrosunda sahnelenen “Marathon” operasının koreografı, “Cosmotango” birliğinin kurucusu ve başkanı...

Gustavo Naveira ve Giselle Anne ikilisi, bu Cumartesi (21.04.2001) akşamı yine Armada Otel'de dansedecek... Bu gösteride, ikiliye 1989 yılında Roberto Alvarez ve Amilcar Tolosa tarafından kurulmuş “Color Tango” orkestrası -canlı olarak- eşlik edecek. “Yeni Tango” akımının temsilcilerinden olan “Color Tango” Türkiye’de ilk kez çalıyor...

* Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için:
Baila Tango / Serdar Sungar 0532-664 8836 e-mail:
Sunum

* Naveira hakkında ayrıntılı bilgi için:
Cosmotango
* Türkiye'de Tango ve program hakkında bilgi:Küresel.com / Tango ve Baila Tango

* “Color Tango” hakkında :
Tango Catalogue (Bridge to the Tango)


Rezervasyon: Tel: 212-638 13 70 Faks: 518 50 60- e-mail: ARMADA

Bu bültende sözü edilen 21 Nisan gecesi ile ilgili olarak geceyi izleyen bir gazeteci dostumuzun gözlemlerini okumak ister misiniz? O zaman burayı lütfen tıklayınız!

12 Nisan 2001

Alafranga Lokanta

Alafranga Lokanta hakettiği ilgiyi giderek kazanıyor... Son olarak AMICA Dergisi'nin Nisan sayısında Sayın Gönül PAKSOY ile Alafranga'da yapılan röportajda olduğu gibi... Aşağıdaki linkte de Internet basınında bir

Alafranga haberi:
NTVMSNBC / Yasam-Lezzet

Kasım Zoto IH&RA Yönetim Kurulunda...

TUROB, IH&RA (Uluslararası Otel ve Lokantalar Birliği) Amsterdam toplantısında, TUROB Yönetim Kurulundan Kasım Zoto’nun IH&RA Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmesiyle, dünya turizmine yön verenler arasında bir oy sahibi daha oldu...

TUROB’un Türk turizmine sessiz sedasız yaptığı önemli katkılara bir yenisi daha eklendi. Son olarak geçtiğimiz ay, Berlin’de yapılan ITB fuarının bir alt başlığı olarak açılan “Avrupa Sanat Kentleri” sergisinde İstanbul’u tanıtan TUROB, bu kez de 10 Nisan 2001, Salı günü, IH&RA (“International Hotel & Restaurant Association”) yönetim kuruluna bir Türk turizmciyi soktu. IH&RA’nın Amsterdam’da yapılan NACE (= “National Association Chief Executives”) toplantısında TUROB Yönetim Kurulundan Kasım Zoto, dünyanın 150 ülkesinden, 750 binin üzerinde kuruluşun temsil edildiği IH&RA’nın Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. Bu kuruluş, global ekonomiye yılda 950 milyar Amerikan doları katkı ve 60 milyon kişilik işgücü yaratan, dünya çapındaki 300 bin otel ve 8 milyon lokantayı kapsıyor.

TUROB, 1901 yılında kurulan IH&RA’nın, dünyanın her tarafından 1000 dolayında delegenin katıldığı genel kurullarından 40.sının, 2002 yılında İstanbul’da yapılması için de karar aldırmıştı...

* IH&RA Amsterdam toplantısı hakkında TUROB Genel Sekreteri ve IH&RA - NACE Türkiye üyesi Erhan Çakay’dan daha ayrıntılı bilgi alınabilir. Tel: 212-516 6980
* IH&RA hakkında ayrıntılı bilgi:
IH&RA

Kasım Zoto kimdir?

1950 yılında İstanbul’da doğdu. Taksim İlkokulu ve Tarhan Kolejini bitirdi. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde eğitim gördü.
1966 - 1975 tarihlerinde Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (T.M.G.T.) Turizm Bölümü’nde yöneticilik yaptı.
1970 - 1974’de merkezi İsviçre’de bulunan “Federation Of International Youth Travel Organization” (FYTO) Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
1975 yılında profesyonel turizmciliğe başladı.
1981 yılında Fransa’ya giderek, 1994 yılına kadar turizmcilik yaptı.
Fransa’da bulunduğu 13 yıl süresince pek çok yabancı şirketin kongre, seminer ve etkinliklerinin Türkiye’de yapılması için çalıştı.
Türkiye’de turizmin “incentive” biçimde olması için uğraş verdi.
1981’de bir grup arkadaşı ile birlikte Kalkan’da Kalkan Han Oteli’ni açarak otelciliğe ilk adımlarını attı.
1988 yılında, Sultanahmet’te bulunan ve geçmişi 16. yüzyıla kadar uzanan, Barbaros Hayrettin Paşa’nın leventleri için yaptırılan, büyük İstanbul yangını ve daha sonraki dönemlerde binaların yıkıntıya dönüşmesiyle 1981’e kadar otopark olarak kullanılan arsayı otele dönüştürme çabalarına girişti.
Bu proje için 1988’de başlatılan girişimler, bürokratik engeller yüzünden 1993’e kadar sürdü. 5 yıl süren bürokrasi engelinden sonra Vakıflar’dan 49 yıllığına kiralanan Barbaros leventlerinin mekânı, 2,300 metrekarelik alanda İstanbul’u yaşatan Armada Otel’e dönüştü.

08 Nisan 2001

Haldun Dormen' de Armada' yı Sevenlerden

Haldun Dormen'in Istanbul'u başlıklı röportajda, Son zamanlarda Armada Oteli’nin restoran-barını keşfettik. Armada’nın manzarası inanılmaz; bir taraftan Ayasofya’yı, diğer taraftan Boğaz’ı ve surları görüyorsunuz... diyen Dormen, İstanbul'un sevdiği köşelerini anlatıyor.

Okumak isterseniz röportaj şurada: Milliyet PAZAR

Kadayıflı karidesten mi, kayısılı köy pilicinden mi?

Alafranga'da son darbeyi tatlıda yedik. Nane liköründe pişmiş ve karamel sos ile servis edilen Padişah Elması'nı anlatamam, tatmanız lazım.

Duyduk ki Sultanahmet'te Alafranga diye bir yer açılmış. Çok da özel bir mönüsü varmış. O kadar özel ki nisan ayı rezervasyonları şimdiden dolmuş, yemeklerinden tatmak isteyenler bir dahaki ayı beklemek zorunda kalacaklarmış. Neyse biz rezervasyonumuzu çok önceden yaptırmıştık da merakta kalmadık.
Ben biraz iştahlıyımdır; yediğim şey biraz güzel olsa beğeniveririm. Anlayacağınız çok sağlam papuç değilim. İşte bu yüzden Alafranga'ya giderken tam bir gurme olduğuna inandığım Aytekin Hatipoğlu'ndan bana eşlik etmesini rica ettim. Onun dikkat ettiği detaylar var ne de olsa. Örneğin kendisine Kuzu budunu beğendiniz mi diye sorarsanız, Ben esas şu çilekli milföyü merak ediyorum der. Neden sonra gizli bir sırrı açıklarcasına kulağınıza eğilip beğenip beğenmediğini söyler.

Biz geçtik oturduk Alafranga'ya; karşı karşıya. Ben önümde duran yemeğin her lokmasında adeta eriyorum, fakat çaktırmamaya çalışıyorum. Önce bir onaylatmak lazım. Acaba bizim usta da beğenmiş mi? Bakıyorum; usta mönüyü eline almış, yemeğin içinde ne var ne yok iyice araştırıyor. Bu 'beğendi' anlamına geliyor. Ben de hemen ağzımı şapırdatarak Imh ımh efendim, çok lezzetli diyebiliyorum gönül rahatlığıyla.


FENER KAPAMAYemeklerin hangi birinden bahsedeyim? Hangisinin lezzetini nasıl anlatayım? Kadayıflı karidesi mi öveyim, yoksa tarçınlı kayısılı köy pilicini mi? Kuzu sırtının inanılmaz lezzeti bir yana, esas Fener Kapama geldiğinde vurulduğumu söylemeliyim. Belki de sadece mevsim sebzeleri ile hazırlanmış Fener balığının her lokmasında, 'ne iyi ettik de buraya geldik' dediğimi anlatmalıyım. Ama asıl darbeyi tatlı bölümünde yediğimizi muhakkak belirtmeliyim: Nane liköründe pişmiş ve karamel sos ile servis edilen Padişah Elması'nın tadını allame-i cihan olsam anlatamam, tatmanız lazım.


HOŞ KARŞILAMAAhşap büfeler, her masada bir gül, dantelli perdeler ise damak hazzımızı ikiye katlamak için hazırlanmış sanki. Hele bir de pencereden bahar açmış ağacı görünce, kendinizi boşluğa kadeh kaldırırken bulmanız işten değil. Aytekin Bey'in deyimiyle; şairane bir güzellik var.

Alafranga'ya gittiğinizde sizleri Başak Sanaç ve Baykaner Gönen karşılayacak. Herkese yaptıkları gibi sık sık yanınıza uğrayarak bir şikayetiniz olup olmadığını soracaklar. Sonra da alelacele mutfaklarına dönecekler. Siz de acaba Alafranga'dan ayrılmadan önce memnuniyetimi nasıl dile getirebilirim, diye düşünüp duracaksınız.

Alafranga rezervasyon için: 0212 458 22 70.
Aslı E.Perker
Haberin orijinali burada!